Önümüzdeki mahalli seçimler hem Türkiye için hem de Şanlıurfa için hayati öneme sahip. Bir yandan ülkemizin geleceği ile ilgili kötü planlar yapanların hesabı var ortada. Diğer yandan bütün bu hesapları ve oyunları bozan, bozmaya devam etmek isteyen, ülkemizi kalkındırmak, güçlendirmek ve geleceğe emin adımlarla taşımak isteyenler var. Sayın Devlet Bahçeli’nin haklı bir biçimde tekrarladığı “Türkiye’nin beka sorunu” hepimizin sorunu değil mi? Biz ve bu ülkede huzurla yaşamasını istediğimiz çocuklarımız için kaygılanmamak, bu oyunları görmezden gelmek ve Türkiye’nin yarınlarını umursamamak mümkün mü?
Şanlıurfa için de aynı gerçekler söz konusu. Hem de daha da fazlası ile. Çünkü memleketimiz konumu, kaynakları, nüfusu ve daha pek çok özelliği itibariyle herkesin gözünün üzerinde olduğu bir şehir. Şanlıurfa’nın geleceği, istikrarı, huzuru, kalkınması, güçlenmesi bu şehirde yaşayan herkes için önemlidir diye düşünüyorum. İşte bu mahalli seçimler bu bakımdan bizim için de çok ama çok önemli.
Halkımız da bunun farkında aslında. Sağduyusu ile hareket ediyor ve kararlarını buna göre veriyor her seferinde. Ben bu sefer de aynısını yapacağına inanıyorum. Çünkü mesele parti, siyaset, çatı, eşik, kişiler, basit çıkarlar, kısır çekişmeler meselesi değil. Önemli olan oynanmak istenen oyunları fark etmek, yapılan hesapları görmek ve bütün bunları boşa çıkartarak istikrarın, huzurun, ülkemiz ve memleketimizin güçlenmesinin yanında durmaktır.
Bu seçimde partiler de çok önemli değil bence. Kimin hangi partide olması da çok önemli değil. Çünkü özellikle mahalli seçimlerde insanlar çıkarları zedelenince, istedikleri olmayınca, kendi hesap ve beklentileri yerine getirilmeyince hemen saf değiştirebiliyor. Partilerini, hatta davalarını bırakıp yine sırf kendi çıkar ve beklentileri için başka partilere gidebiliyorlar. Sonradan yine geri dönerim düşüncesi de her zaman etkili oluyor bu kararlarında. Çünkü kapılar açık bırakılıyor. “Pazara kadar değil mezara kadar” diyenler “pazarlıklar” istedikleri gibi olmayınca mezarı görmeden pazara dalıp gidiyor.
Bence hepimiz fotoğrafın büyüğüne bakmalıyız. Ülkemiz ve memleketimiz için bu seçimlerin önemini kavramalı, buna göre hareket etmeli ve üzerimize düşenden de fazlasını yaparak olumlu sonuca katkı sunmalıyız. Bunu yaparken partiler ve isimlerden önce Türkiye ve Şanlıurfa gerçeğine görmeliyiz.
AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Zeynel Abidin Beyazgül adeta canını dişine takmış çalışıyor. Çocukluğundan beri Türkiye’nin bekasını düşünen bir hareket, aksiyon ve dava insanı çünkü Beyazgül. Gençliği bunun mücadelesini vermekle geçmiş. Ne zaman memleketi ve davası için taşın altına elini koyması gerekse kaçınmamış ve verilen görevleri hakkıyla yerine getirmiş. Şimdi de öncelikle Büyükşehir Belediye Başkanı olmayı değil, bu memleket üzerinde oynanmak istenen oyunları bozmak ve yapılması gereken hizmetleri hakkıyla yapabilmek için Başkan olmak istiyor. Seçimleri dışarılarda çeşitli hesaplar yapanların, çatılarda kuş uçuranların değil, bizzat milletin kazanması gerektiğini biliyor.
Bu seçim basit bir belediye seçimi veya bir partinin beka seçimi değil. Bu seçim Türkiye’nin ve Şanlıurfa’nın hayati öneme sahip en önemli seçimi. Bunun bilincinde olanlar yavaş yavaş Zeynel Bey’in etrafında toplanmaya, küskünlükleri bırakıp birlik olmaya devam ediyor. Sayıları az da olsa bazı insanlar kişisel çıkar ve beklentileri olmadı diye “mezara kadar” sözünü unutmuş olabilir. Kervanı yarı yolda bırakıp ara yollara sapmak isteyenler olabilir. Bunlar tarih önünde hak ettikleri şekilde değerlendirilecektir.
Önemli olan herkesin nerede durduğu, hangi safta yer aldığı, olaylara eşikten mi çatıdan mı baktığı ya da milletin arasında yer alarak bu önemli seçimin sonucuna olumlu katkı sunuyor olmasıdır. Sormak isterim herkese: Şanlıurfa her şeyden önemli değil midir sizin için? Türkiye önemli değil midir? Bir Belediye Meclis Üyeliği daha mı önemli? Bir akrabanızın çıkarı memleketin çıkarından, geleceğinden daha mı önemli?
Bu mücadelede henüz ortada bir gayretlerini göremediğimiz AK Parti milletvekillerimizin de umarım meşru bir mazeretleri vardır. Mevcut Büyükşehir Belediye Başkanımız Nihat Çiftçi’ye de; “Kendiniz aday olsaydınız böyle mi çalışırdınız acaba?” diye soracaktım. Ama anjiyo olduğunu duydum. Geçmiş olsun diyorum. Umarım tez zamanda sağlığına kavuşur ve onu seçimin son günlerinde kendisi adaymış gibi çalışırken görürüz.
Son kez bir daha söylüyorum:
Bu seçimde isimler, partiler, akrabalıklar, çıkarlar, istekler ve talepler, sen-ben kavgası seçimleri değildir. Ülkemizin ve Şanlıurfa’mızın istikrarı, güçlenmesi, huzuru ve emin adımlarla geleceğe yürümesi önemlidir. Lütfen bunu görelim ve buna göre nerede yer alacaksak alalım.
Bize göre Şanlıurfa’nın hayatı ve geleceği her türlü çıkardan, beklentiden, hesaptan daha önemlidir. Bu memleketin huzurunun, istikrarının ve mutlu geleceğinin yanında durmak da hepimizin boynunun borcudur.