Külünk, Gaziantep Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Milli Birlik Cemiyeti Gaziantep Şubesince Zeugma Konferans Salonu'nda düzenlenen "Kültürümüzde Yerlilik ve Millilik" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son 15 yılda çok yol katettiğini söyledi.
Bundan 30 yıl önce devletin milletsizleştirilmesi yerine, devletin milletleşmesi talebini, baskıyı ve yaşamın özgürleşmesini konuştuklarını ifade eden Külünk, şimdi ise güçlü Türkiye ve küresel adaleti konuştuklarını dile getirdi.
Külünk, Zeytin Dalı Harekatı'nın sona ermesiyle Türkiye'nin çok hızlı bir ekonomik yükseliş yaşayacağını belirterek, "Afrin, bizim ya istiklal ya da istiklal noktamızdır." dedi.
Milli kültürün, farklılıkların birliği ilkesine dayandığına işaret eden Külünk, "Onun için bizim kimliğimizin merkezinde ve kültürümüzün temelinde, insan, adalet ve birlik vardır. O nedenle toplumda huzur ve sükunet vardır. Kuzguncuk'ta kilisenin çanı, sinagog ve cami yan yanadır. Bu denge büyük devlet aklının referans sistemi olan farklılıkların birliğiyle sağlanmıştır. Bunu bir arada tutan güç de adalettir. Toplumsal kimliğimizin referansı tevhit ve adalettir." diye konuştu.
- "DEAŞ'ın götürüldüğü yerlere dikkat edilmesi gerek"
Külünk, batının, terör örgütü DEAŞ üzerinden harici bir akılla Türkiye'yi Ortadoğulaştırmak istediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Türklerin tevhit temelli küresel medeniyet üretme kapasitesinin farkında olanlar, Türklerin bu coğrafyada aklını Ortadoğulaştırarak küresel güç merkezine karşı, neoliberalizme karşı bir medeniyet üretme kabiliyetini yok etmek istiyorlar. Bunu yapan akıl, 15 Temmuz gecesi FETÖ'yü işgale kaldıran güçtür. Çünkü bizim Anadolu'da aklımızı dondurmak istiyorlar. O yüzden bizi kültürel ve medeniyet anlayışı olarak farklı kılan en temel öge, açık akıllı bir millet oluşumuzdur. Bunun sırrı da itikadi referanslarımızdadır."
Suriye'den koparılan terör örgütü DEAŞ'ın götürüldüğü yerlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Külünk, "Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan hattına dikkat edin. Çünkü karşımızdaki güç, İstanbul'da yendiğimiz güç, Viyana kapılarına kadar gittiğimiz güç, bizi iyi tanıyor. Çünkü bir büyük akıl devrimiyle yeniden insanlık için bir düzen inşa etme kapasitesinin bizde olduğunu görüyorlar." dedi.