Uluslararası Adalet Divanı, (UAD) İsrail’in, Refah'a yönelik askeri saldırılarını durdurmasını emretti.
UAD, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davasında, İsrail'in Refah'a yönelik askeri operasyonlarını durdurmasını da içeren ek ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin kararını açıkladı.
Divan Başkanı Lübnanlı yargıç Nawaf Salam, mahkemenin kararlarını kamuya açık oturumda okudu.
Gazze'deki durum kötüleşti
Gazze'deki durumun 26 Ocak'taki karardan bu yana özellikle gıdaya erişim ve insani durum bakımından ciddi şekilde kötüleştiği belirtilen kararda, Refah'a yönelik İsrail saldırılarının devamı halinde insani durumun felaket düzeyinde kötüleşeceği ifade edildi.
Kararda, İsrail'in haftalarca süren yoğun bombardımanın ardından 7 Mayıs'ta Refah'ta askeri bir saldırı başlattığı ve bunun sonucunda 18 Mayıs 2024 itibarıyla yaklaşık 800 bin Filistinlinin Refah'ta yerlerinden edildiği belirtildi.
Üst düzey Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin, sürekli olarak, Refah'a yönelik bir askeri harekatın büyük riskler içerdiğinin altını çizdiğine işaret edilen kararda, BM kaynaklarının Gazze'de Filistinlilerin insani bir felakete uğrama riskinin gerçekleşmeye başladığı yönündeki uyarıları hatırlatıldı.
İsrail, sivillerin güvenli tahliyesi konusunda Divan'ı ikna edemedi
İsrail'in, askeri operasyon başlattığı Refah'taki sivillerin güvenli şekilde tahliyesi konusunda Divan'ı ikna edemediği vurgulanan kararda, "Divan, Refah'taki askeri saldırı sonucunda Filistin halkının maruz kaldığı büyük riski hafifletmek için (İsrail'in aldığı) tedbirlerin yeterli olduğuna ikna olmamıştır." ifadelerine yer verildi.
Mahkeme, İsrail'in Mavasi bölgesinde bugüne kadar tahliye edilen 800 bin Filistinli için gerekli miktarda su, temizlik, gıda, ilaç ve barınak bulunup bulunmadığına ilişkin yeterli bilgi sağlamadığını aktardı.
Kararda, İsrail'in Refah'taki askeri saldırısının yarattığı endişeleri yeterince ele almadığı ve muhtemel tehlikeleri gidermediği bildirildi.
Mevcut ihtiyati tedbirlerin değiştirilmesi gerekli
Kararda, Refah'ta sıkışan Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı insani felaket tehlikesi nedeniyle daha önce Divan'ın hükmettiği 28 Mart tarihli tedbir maddelerinin değiştirilmesi gerektiği ifade edildi.
İsrail saldırıları altındaki Gazze'deki insani durumun daha da kötüleştiğini ve yeni tedbir kararlarına ihtiyaç duyulduğunu bildiren Divan, İsrail'in Refah kentine yönelik askeri saldırılarını derhal durdurmasını emretti.
Divan ikinci olarak İsrail'den, Gazze'de acilen ihtiyaç duyulan hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz şekilde sağlanabilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açık tutmasını istedi.
İsrail'in, BM yetkili organları tarafından soykırım iddialarını araştırmak üzere görevlendirilen uzmanların, Gazze Şeridi'ne engelsiz erişimini sağlamak üzere etkili tedbirler almasını da isteyen UAD, İsrail'in, alınacak tüm tedbirlere ilişkin bir ay içinde Mahkeme'ye rapor sunmasına hükmetti.
Değiştirilen yeni tedbirler
Divan yargıçları, 13'e karşı 2 oyla
- "26 Ocak 2024 ve 28 Mart 2024 tarihli tedbir kararlarının geçerli olduğunun teyit edilmesine;
- Gazze'deki Filistinli grubun kısmen ya da tamamen fiziksel olarak yok olmasına yol açabilecek yaşam koşullarına neden olabilecek askeri saldırıların ve Refah vilayetindeki diğer eylemlerin derhal durdurulmasına;
- Acil olarak ihtiyaç duyulan temel hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz bir şekilde sağlanması için Refah Sınır Kapısı'nın açık tutulmasına;
- Soykırım iddialarını araştırmak üzere Birleşmiş Milletlerin yetkili organları tarafından görevlendirilen herhangi bir soruşturma komisyonu, araştırma misyonu veya diğer araştırma organlarının, Gazze Şeridi'ne engelsiz erişimini sağlamak için etkili tedbirler alınmasına;
- İsrail'in, mevcut kararın yürürlüğe girmesi için alınan tüm tedbirlere ilişkin olarak, karar tarihinden itibaren bir ay içinde Mahkeme'ye bir rapor sunmasına hükmetti.
Divan Başkan Yardımcısı Ugandalı yargıç Sebutinde ve İsrailli geçici yargıç Aharon Barak, tüm tedbir maddeleri için ret oyu kullandı.
- Güney Afrika, 10 Mayıs'ta yeni tedbir kararı talep etmişti
Divan, 26 Ocak'ta açıkladığı kararda İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'ndeki yükümlülüklerine uygun davranması gerektiğini belirterek, 6 maddede ihtiyati tedbir kararına hükmetmişti.
İsrail'in bu tedbir kararlarına uymaması ve Gazze'de kötüleşen insani durumun ardından Güney Afrika, ilk olarak "İsrail'in Refah kentine planladığı saldırının ortaya çıkaracağı büyük çaplı öldürme, zarar verme ve yıkım eylemleri" nedeniyle 12 Şubat'ta UAD'den acilen yeni tedbirlere hükmedilmesini talep etmişti.
Divan, 16 Şubat'taki kararında, mahkemenin yeni tedbirlere hükmetmesini gerektiren ölçüde önemli gelişmeler olmadığı gerekçesiyle 26 Ocak'ta hükmedilen tedbirleri yeterli bulmuştu.
Güney Afrika ikinci olarak 6 Mart'ta Gazze'de baş gösteren kıtlık nedeniyle ikinci kez ek tedbir talebinde bulunmuş ve Divan, 28 Mart'ta İsrail aleyhine özellikle insani yardımların Filistinlilere ulaşmasını sağlaması için ek tedbirlere hükmetmişti.
Güney Afrika, 10 Mayıs'ta Divan'a üçüncü kez ek tedbir kararına hükmetmesi için başvurmuştu.
Güney Afrika'nın ek tedbir taleplerine ilişkin 16 ve 17 Mayıs’taki duruşmalarda, Güney Afrika tarafı, UAD'nin 26 Ocak’taki ilk kararından bu yana İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını tırmandırarak Divan'ın bağlayıcı emirlerini kasten ihlal ettiğini belirtmişti.
İsrail adına söz alan uluslararası hukuktan sorumlu Başsavcı Yardımcısı Gilad Noam, 17 Mayıs'taki duruşmada, Güney Afrika’nın iddialarının yersiz olduğunu savunarak, "Trajik bir savaş yaşanıyor ancak ortada bir soykırım yok." iddiasında bulunmuştu.
UAD'de İsrail aleyhine açılan soykırım davası
Güney Afrika Cumhuriyeti, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık 2023'te İsrail aleyhine UAD'de dava açmıştı.
Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi sebebiyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar 11 ve 12 Ocak'ta Hollanda'nın Lahey kentindeki Barış Sarayı'nda yapılmıştı.
Divan, 26 Ocak'ta açıkladığı tedbir kararlarında, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze'deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze'deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında mahkemeye bir rapor sunmasına hükmetmişti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin davaya müdahil olacağını açıklamıştı.