Dünyanın şu ana kadar bilinen en eski tarihî yapısı olan “Göbeklitepe” hakkında ortaya atılan spekülasyonlara Taş Tepeler Projesi Koordinatörü ve Karahantepe ile Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul yanıt verdi. Prof. Dr. Necmi Karul, yedi bölümlük bu yazı dizimizde gazetemiz Haber.dk aracılığıyla okurlarımızı aydınlatacak.

Şanlıurfa'da uyuşturucu operasyonunda 2 şüpheli yakalandı Şanlıurfa'da uyuşturucu operasyonunda 2 şüpheli yakalandı

Son zamanlarda Göbeklitepe’de ve bölgedeki diğer kazılar hakkında, ‘kazıların dışgüçler tarafından durdurulduğu’, ‘Göbeklitepe’nin ağaçlandırılarak kazıların kapatılmak istendiği’, ‘Göbeklitepe’yi uzaylıların inşa ettiği’ gibi çeşitli spekülasyonlar yapılmaya başlandı.

Kazılarla ilgili yapılan spekülasyonları en yetkili ağızdan okurlarımıza aktarmak için bölgeye giden arkadaşımız Tülay Çetinkaya Saraçoğlu, Taş Tepeler Projesi Koordinatörü ve Karahantepe ile Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul ile konuştu.

Yedi bölümlük bu yazı dizimizde, Prof. Dr. Necmi Karul, okurlarımızı kazılar hakkında ortaya atılan spekülasyonlara verdiği bilimsel temeldeki doğru yanıtlarla aydınlatacak.

Göbeklitepe’de kazılar dışgüçler tarafından durduruldu!

Göbeklitepe ve çevresindeki kazılar, bilimsel açıdan büyük bir öneme sahip arkeolojik keşiflerdir. Ancak bu kazılarla ilgili üretilen komplo teorileri ve spekülasyonlar, bilimsel gerçekleri gölgelemeye çalışmaktadır. Bu tür yanlış bilgilere bilimsel temelde yanıt vermek, doğruların yayılması adına son derece önemlidir.

Bu konuda açıklama yapan en yetkili isim, Taş Tepeler Projesi Koordinatörü ve Karahantepe ile Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul’dur.

Karul, spekülasyonlara net bir şekilde cevap vererek şunları söyledi:

Göbeklitepe kazıları durduruldu mu?

“Hayır, Göbeklitepe’deki kazılar hiçbir zaman durdurulmadı. Biliyorsunuz, oradaki kazılar 1994 yılında başladı ve 2014 yılında Klaus Schmidt’in vefatına kadar aralıksız devam etti. Daha sonra, 2017 yılında Göbeklitepe Araştırma Komisyonu kuruldu. Bu süreç, zaten UNESCO’ya dahil olma süreciydi ve aynı zamanda Göbeklitepe’nin üzerine bir koruma çatısı yapılmasını da içeriyordu.

Bu geniş tabanlı komisyonda yaklaşık 20 kişi yer aldı ve bunların sadece 3’ü Türk bilim insanıydı; diğerleri ise çeşitli uluslararası üniversitelerin temsilcileriydi. 2017-2019 yılları arasında küçük ölçekli koruma çalışmaları devam etti ve 2019 yılından itibaren Karahantepe ile paralel olarak Göbeklitepe’de kazılar yeniden başladı. Şu anda kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gözetiminde devam ediyor.

Prof. Dr. Necmi Karul. Foto: Tülay Çetinkaya Saraçoğlu/Haber.dk

Arkeolojik kazılar, doğası gereği belirli sezonlar arasında duraklayabilir. Bu, buluntuların analiz edilmesi ve doğru bir şekilde belgelenmesi için gerekli bir süreçtir. Kazılara hiç ara verilmedi. Arkeolojik kazılar genellikle hava koşullarına bağlı olarak yılın belli aylarında yapılabilir. Dahası, kazıda açığa çıkan kalıntıları ve arkeolojik eserleri bilimsel bilgiye dönüştürmek için kazıda geçirilen sürenin iki ya da üç katı daha zamana ihtiyaç duyulur. Eğer bu süreç yapılmazsa, yapılan kazı sadece hafriyat olur.

Teorik olarak, 12 ay boyunca kesintisiz kazı yapmak mümkündür, ancak bu yalnızca özel durumlarda geçerli olabilir. Örneğin, bir kurtarma kazısı yapılırken, ani bir keşifle karşılaşıldığında veya bir inşaat faaliyetinin, yol yapımının, boru hattı döşenmesinin ya da baraj yapımının gerektirdiği durumlarda aralıksız çalışılabilir. Ancak bilimsel bir arkeolojik kazının aşamaları vardır ve kazı bu aşamalardan sadece bir tanesidir. Kazı çalışmalarını yürütenler, akademisyenlerdir. Bu akademisyenler ya enstitülerde ya da üniversitelerde görev yapmaktadır. Uzmanlar da yine bu kurumlarda çalışır, öğrenciler de öğrencidir. Akademisyenlerin asli görev yerleri kazı sahası değildir.

Dünyanın hiçbir yerinde bir akademisyene üniversitesi 12 ay boyunca kazı yapması için ücret ödemez. Zaten bu işi akademisyenler yapmasa, kazılardan nitelikli bilgi elde edemezsiniz; o kazı sadece hafriyatla sınırlı kalır. Burada bir arkeolojik alan kazılıyor, bu alanın tüm detaylarıyla anlaşılması için gerekli özenin gösterilmesi ve zamanın harcanması gerekir. Aksi takdirde yapılan iş bilim olmaz.”

Göbeklitepe, ulusal ve uluslararası düzeyde bir bilimsel araştırma merkezi olarak büyük ilgi görmeye devam ediyor ve çalışmalar da buna uygun bir şekilde sürdürülüyor.

Editör: Nedim Atilla